Depreme dayanıklı kentsel dönüşüm çalıştayı

 
alo25 - Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen "Depreme Dirençli Kentsel Dönüşüm Çalıştayı" nda  kentte söz konusu yıkıcı bir deprem öncesi alınacak tedbirler ele alındı. Ortaya çıkacak raporlar ivedilikle programa dahil edilecek.

Çalıştayda protokol konuşmalarının ardından, saha çalışmaları yapan akademisyen ve uzmanlar, sunularla görüşlerini aktardılar.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nden Dr. Akın Kürçer, Erzurum'da bulunan diri fayların paleosismolojik araştırmalarını anlatarak, yaptıkları hendek çalışmalarında elde ettikleri verilerle şehirde 100 km yarıçapında 27 aktif fay hattı bulunduğuna dikkat çekti.

"Erzurum ve çevresinde bunlardan hangisi kırılsa kent merkezi ciddi yıkım alır" diyen Kürçer, şunları söyledi:
"Erzurum kuzeydoğu kesiminde Horasan-Şenkaya fayı var, yakın kuzeydoğu kesiminde birbirine koşut olarak uzanan Nenehatun ve Dumlu segmentleri var, Erzurum ovasının hemen güneyinden kuzeydoğu kuzeybatı doğrultulu güneye inen ters faylar olan Börekli segmenti var, daha güneyde Palandöken fayı var, kuzeybatıda Kandilli fayı var, daha doğuda da Pasinler ve Karayazı fayı var, bunlar Erzurum'u tehdit edecek pozisyonda duruyor."



-Erzurum'da 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeli olan faylar-

Bunlardan Erzurum fay zoru Dumlu segmenti, Nenehatun segmenti ve Börekli segmentlerinden oluşuyor.  Nenehatun segmenti 41 km uzunluğunda ve 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeli olan bir yer.

Dumlu segmenti ise Nenehatun segmentine biraz benzer, Erzurum ovasına yakın kuzeyde Tortum'un güneyinden başlayıp güneyde Erzurum'un oteller bölgesine uzanan 39 km uzunluğunda bir fay ve bu da yaklaşık 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip. 

Erzurum'u en fazla ilgilendiren segmentlerden bir tanesi Börekli. 10-12 km güneye eğimli ters faylardan oluşa bazı parçaları Erzurum kent merkezi içerisinden, hatta hastanenin altından geçen bölümleri de var. Kayak pistinin yakınından geçen bir parçası var. Yıldızkent, Yenişehir, TOKİ bölgesi olarak da adlandırılan kısımları, oteller bölgesini tehdit eden bölümleri var. Biz bunların üzerinde 3 tane kapsamlı hendek çalışması gerçekleştirdik. Yeterli olmadı. Başka bir jeofizik çalışmayla bu fayların kaç metre aşağıda kaldığı ile alakalı ilave bir çalışma yapılmasını öneriyoruz.

Palandöken fayına geldiğimizde, bu fay da 7'nin üzerinde deprem üretebilecek önemli faylardan bir tanesi. Yaptığımız hendek çalışmalarında tarihlendirmeler için aldığımız numuneler şu anda laboratuvarlarda inceleniyor."

Kandilli, Karayazı, Horasan, Şenkaya'da yaptıkları hendek çalışmalarından elde ettikleri fay izlerinin tarihselleştirmeleri için çalışmaların devam ettiğini anlatan Kürçer, bunların tamamının da önümüzdeki ay içerisinde TÜBİTAK tarafından sonuçlandırılacağını belirtti.

-Yedisu, eli kulağında deprem beklenen yerlerden biri-

Dr. Kürçer, Yedisu deprem fay hattına da ayrıca dikkat çekerek, şöyle devam etti: 
"Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki en önemli boşluk, 77 km uzunluğundaki Yedisu sismik boşluğu. Burada yaptığımız çalışmalarda da, geriye doğru 1784, 1583, 1030 depremlerini, daha eski 2 depremi tarihlendirdik.  
Yedusu fayı şu'dur. 1784'den beri deprem üretmiyor. Ortalama deprem tekrarlama aralığı 250 yıldır. 240 yıl süre geçmiştir. Bugün itibariyle deprem olduğu zaman yaklaşık olarak 4 metre 80 santim yer değişitirme meydana gelecektir. Bu, şu demek; neredeyse 7.3 büyüklüğünde depremin enerjisi birikmiştir. Eli kulağında deprem beklenen yerlerden bir tanesidir. Erzurum'u da etkileyecek yerlerden bir diğeri.
Yaklaşık 1 milyon nüfusa sahip Erzurum, depremini bekleyen ne yazık ki kentlerimizden bir tanesi. Bu yüzden bu çalıştayı çok önemsiyoruz.

-Sekmen kitabını imzaladı, konuşmasında tunel kalıp sistemine dikkat çekti-

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de katıldığı çalıştayda, ilin deprem gerçeğine dikkat çekmek için kaleme aldığı "Arazi Yönetimine Dayalı Kentsel Dönüşüm Stratejisi" kitabını tanıtarak, imzaladı.



Sekmen, çalıştaydakı konuşmasında ise Erzurum’un Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Neticede bizde çok önemli fayların bulunduğunu, her an bir deprem tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu bilmemiz bilinciyle süratle nasıl kararlar alırız, neler yapabiliriz, bu depremi en az zayiatla nasıl atlatabiliriz diye bu dördüncü çalıştayımız. Derler ki deprem öldürmez ihmal öldürür. Bu vesileyle ülkemiz bir deprem kuşağında bulunuyor. Yüzde 70 ülkemizin toprağı birinci deprem kuşağında. Böyle olması dolayısıyla biz kendi şehrimiz açısından bu işe önem gösteriyoruz, yapacağımız binaları nasıl yapalım, tedbiri nasıl alalım diye buradaki heyetten önemli raporlar bekliyoruz. Tabi sadece belediye olarak altından kalkmamız mümkün değil. Yapı stokumuzu elden geçirdik. Şu anda binalarımızın yapım tarihi itibariyle hepsinin envanterini çıkardık. Bir yandan yıkıma başlayıp bir yandan yapımını tamamlamamız lazım. Devletin bütün güçleri Kahramanmaraş ve depremden etkilenen şehirlere odaklandı. Ama orayı ayağa kaldırırken de deprem olma ihtimali olan Erzurum, Bingöl bu bölgeyi de ihmal etmemek gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu yapı stokunda oturan vatandaşlarımızı da dikkate aldığımızda genelde orta halli, binası yıkıldığı zaman veya biz zorunlu olarak çıkarttığımız zaman yeniden yapamayacağını görüyoruz. Bunun için de tedbir aldık.”  



Kentte TOKİ’nin inşa ettiği binalardaki tünel kalıp sisteminin uygulanacağını söyleyen Sekmen, “Belediye olarak bir laboratuvar oluşturduk. Belki hiçbir belediyede yoktur. Zemin, bina inceleme ve rapor hazırlama konusunda çalışılıyor. Ama depremde yeni yapılmış binaların da yıkıldığını gördük. Bir şey yakaladık, TOKİ’nin yaptığı binalarda çatlak bile olmadı. ER-KONUT’un iştirakı olan Adıyaman, Şırnak’ta, Diyarbakır’da konut yaptığımızı, bunların TOKİ mantığında yapıldığını, bunlarda da çatlak olmadığını yakaladık. Bugünden itibaren Erzurum’da tünel kalıp sistemini uygulamaya sokmamız gerektiğini ben müşahede ettim. Şehrimizde bir firma da bunu yapmaya başladı. akıllı olan tedbirli olandır. Biz de aklımızı kullanarak hareket etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

-7 bin 256 adet tehlikeli ve riskli yapının yıkım ve tahliye edildi-

Erzurum Büyükşehir Belediye Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Ünal İnci, kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin bilgi vererek, “2014 yılında başladığımız bu süreçte son 10 yılda şehrimizde yaklaşık 22 bin adet yapı, üçte birlik kısmı olan 7 bin 256 adet tehlikeli ve riskliyapının yıkım ve tahliyesini gerçekleştirdik. Deprem öncesinde alınması gereken en önemli tedbirlerden bir tanesidir bu bizim için.
Kentsel dönüşüm çalışmalarının öncesinde yapılması gereken kentsel dönüşüm strateji belgemiz için şehrimizde yaklaşık 15 bin adet yapının tarama yöntemiyle riskleri belirlendi ve performans puanları kapsamında öncelik alanlarının belirlenmesi ve bu kapsamda da strateji belgesi oluşturulması hedefiyle başladığımız süreçte raporumuz tamamlanmıştır. Bu rapor kapsamında yapacağımız kentsel dönüşüm çalışmalarının yürütülmesi amaçlanmaktadır” ifadelerini kullandı. 



Genel Sekreteri Zafer Aynalı da, “Bugün ülkemizin en önemli gündemi olan ve bütün yerel yönetimlerin, belediyelerin gündeminde olan dirençli şehir oluşturma çabalarına biz Erzurum Büyükşehir Belediyesi olarak bu sorumluluğu ta 10 yıl önce hissettik ve 10 yıldır bu bilinçte çalışmalarımızı hız kesmeden devam ettiriyoruz.

Biz bu deprem bilincini, hatta sadece deprem değil diğer afetlere karşı da dirençli şehir oluşturma bilincini sürekli dinamik tutmanın, zinde tutmanın gayreti içerisindeyiz. Şehrimizin bütün imar planlamasını dirençli şehir mantığıyla yapıyoruz. Yapılacak olan dönüşümlerde, yeni yapılacak olan binalarda zemin etütlerini ve sondajlarını çok önemsiyoruz. Zemin sondajı makinesini de belediyemize kazandırıyoruz. Mevzuat çalışmaları yapıyoruz. Şehirde kesinlikle dirençsiz yapılara, dirençsiz yapı yapmak isteyen müteahhitlere, kooperatiflere müsaade etmeyeceğiz. Belki bütün inşaatlarda yakın zamanda tünel kalıp sistemine geçeceğiz.  Aşırı yağışların şehrimizde oluşturacağı sel felaketlerine karşı 10 yıldır yağmur suyu şebekelerimizi tamamen yeniledik. Depremden sonra yollarımızın hala kullanılabilir olması için caddelerimizi, bulvarlarımızı en az 35 metre olarak planlıyoruz. Deprem sonrası kriz yönetimiyle ilgili kapasitemizi genişletiyoruz. Bu anlamda Afet Daire Başkanlığı’nı Türkiye’de kuran nadir 2-3 belediyeden bir tanesiyiz” dedi. 

Toplantıda daha sonra uzman ve akadamisyenler geniş kapsamlı masa çalışmaları yaptılar.