Aziziye Belediye Başkanı İle Bir Söyleşi

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğrencilerinden Semanur Güllük, Aziziye Belediye Başkanı ile "Belediyecilik Hizmetleri" üzerine bir röportaj yaptı.

Aziziye Belediye Başkanı İle Bir Söyleşi
16 Aralık 2020 - 18:04
Erznet -  Röportaj / Semanur Güllük - 
İki dönemdir Aziziye Belediye Başkanlığı yapan, çalışmaları ve samimiyetiyle Aziziye halkının gönlünü kazanan Muhammet Cevdet Orhan, kendisi ve Belediye Başkanlığı koltuğuna geldiği günden itibaren yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Rutin belediyeciliğin yeterli olmadığını belirten Orhan, “Önemli olan insanların gönlüne dokunmaktır.” dedi. 

Kendinizden bahseder misiniz?
Ben Muhammet Cevdet Orhan. 1984 Erzurum doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Erzurum’da tamamladım. Atatürk Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünü bitirdim.  Bölümü bitirdikten sonra yüksek lisans için Ankara’ya gittim. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisansımı tamamlarken özel sektörde yüksek lisans eğitimini aldığım branşta çalıştım. Sonrasında gençlik yıllarımdan beri AK Partiye vermiş olduğum bir gönül bağı vardı bu nedenle Gençlik kollarında görev aldım. Bunu Ankara’da da sürdürdüm. TBMM’ de milletvekili danışmanı olarak görev yaptım. Daha sonra AK Parti Genel Merkezi’nde seçim işleri başkanlığı, teşkilat başkanlığı ve genel sekreterlikte görev yaptım. Gençlik kollarımızın merkez karar ve yönetim kurulunda yönetim kurulu üyeliği yaptım. 2014 yılında da belediye başkan aday adaylığı için görevimden istifa ettim. O dönemde içişleri bakanlığında bakanlık müşaviri olarak çalışıyordum. Partimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve milletimizin de teveccühüyle 2014 yılında Aziziye Belediye Başkanı olarak göreve başladım. Sonrasında ikinci dönem için  2019 yılında tekrar partimiz aday gösterdi beni.  O gün bugündür belediye başkanlığı görevime devam ediyorum.
 
İlk dönemki belediye başkanlığınızın ardından ikinci dönemde halkın tekrardan sizi seçmesinin ve size güvenmesinin sebebi nedir?
Ben AK Parti çatısı altında siyaset yapan bir bireyim. Bizim burada en büyük avantajımız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın halk tarafından sevilmesi. Aslında bizim burada bireysel olarak onun gösterdiği çerçevenin dışında yapmadığımız hareketlerden dolayı halkın da böyle bir teveccühü oldu. Dolayısıyla başarı topyekün partimizin başarısıdır. Diğer bir sebebi ise, göreve geldiğimde 55 bin nüfuslu bir ilçe vardı. Şimdi ise 63 bin nüfuslu bir ilçe var. O dönemde ilçemize yaklaşık 20 tane köy bağlıydı, şu anda ise 69 tane köy bağlı. Hem coğrafi olarak hem de bu anlamda hizmet alanları genişlemiş bir belediye olarak aslında hizmet etmek zor. Fakat biz yine partimizin belirlemiş olduğu çerçeveler, Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen, milletvekillerimiz, bakanlarımız, il ve ilçe teşkilatlarımız el ele vererek çalıştık ve vatandaşımızın çalışmalar neticesinde gönlünü kazandığımıza inanıyorum.  Çünkü her şey rutin belediyecilik hizmetleri değildir. Önemli olan insanların gönlüne dokunmaktır. Şu an biz Aziziye’de yapılması gereken işleri yüzde yüz çözdük diyemeyiz. Ama şunu net bir şekilde diyebilirim. Çözülmesi gereken en önemli problemleri, en acil sorunları çözdük. Vatandaşla kurduğumuz diyaloglar da bu konuda bize çok yardımcı oldu. 

Aziziye Belediye Başkanlığına getirilmeden önce “Ben Aziziye Belediye Başkanı olsam şunları yapardım” dediğiniz ne vardı ve şu an o dediklerinizi gerçekleştirebildiniz mi?
İnsan hedefleri ve o hedefler çerçevesinde yürümesi gereken bir yolu olduğunu çok iyi bilmeli. Dolayısıyla kendisine hedef koymayan, o anlamda vizyonel çalışmalar gerçekleştiremez. Ben Ilıcalıyım. Dolayısıyla çocukluğum Ilıca’da geçti. Dedemin fabrikası vardı ve çocukluğum o fabrikada geçti. Çocukluğumdan beri Ilıca’da termal potansiyelin öne çıkarılmasıyla ilgili gerçekleştirilmesi gereken bir işlem olduğunu biliyordum. Dolayısıyla biz Aziziye’yi ele alırken üç parça halinde ele alıyoruz. Ilıca, Dadaşkent ve köyleri halinde. Baktığımızda en ön plana çıkan termal potansiyeldir. Termal potansiyel ilçeye katkı sağlayacak çok önemli bir olgudur. Benim en önemli hayallerimden birisi buydu. Dadaşkent olarak değerlendirdiğimde de Dadaşkent’in 35 yıllık, çok eski olmayan bir mazisi var. Bu uydu kentin yaşanabilir bir hale gelmesi bizim en önemli hayallerimizden bir tanesiydi. Ve şu anda görüyoruz ki insanlar yaşamak için burayı seçiyor. Dadaşkent’in yaşam alanı olarak seçilmesini bir başarı olarak görüyoruz. 

Aziziye halkıyla olan yakınlığınızı yeterli buluyor musunuz? Bu zamana kadar halkın bu konuyla ilgili size bir yakınması oldu mu?
Ben her akşam kafamı yastığa koyduğumda acaba benim ilçemin sınırları içerisinde karnı aç yatağa giren var mı, acaba şu üşüyen birisi var mı, evine ulaşamamış birisi var mıdır düşünen birisiyim. Bu anlamda sosyal belediyeciliği hep ön planda tuttuk ve çalışmalarımızı o şekilde yönlendirdik. Elimden geldiğince bütün vatandaşlarımızın talebine koşmaya, eğer ki olumlu sonuçlanamasa bile ilgilenmeye çalışıyoruz. Elbette ki olumlu sonuçlandıramadığımız taleplerimiz de var. Ama bizim çalışmalarımız da sürekli olarak vurguladığımız konu insanlarla olan ilişkilerimiz ve onlarla olan diyaloğumuzdur. Bizim kapımız da gönlümüz de bütün vatandaşlarımıza açıktır. Benim cep telefonum hemen hemen ilçenin bütün vatandaşlarında vardır. Ve vatandaşlarımız bana çok rahat bir şekilde ulaşabilirler. Ben, sosyal medya ortamını iyi kullanan bir belediye başkanıyım. Bütün teknolojik kanalları iyi kullanırım. Bu nedenle Aziziye ilçemizde bana ulaşmak isteyen bir kişi çok kısa zamanda ulaşabilir. Ama bazı sıkıntılardan dolayı belki bize ulaşamayan vatandaşlarımız da olmuştur. Fakat ben biliyorum ki bu anlamda ufak bir çalışma yapsalar bize ulaşabilirler. 

Seçim beyannamenizde bulunan vaatlerinizden ekonomik nedenler dolayısıyla gerçekleştiremediğiniz veya da ileri bir tarihe ertelediğiniz bir projeniz var mı?
İçimizde ukde olarak kalan, daha doğrusu ertelediğimiz bir projemiz var. Ilıca’da devam eden kentsel dönüşümün ikinci etabıyla ilgili gerçekleştirmemiz gereken bir çalışmamız var. Bu çalışmayı tamamen ekonomik nedenden dolayı henüz gerçekleştiremedik. Çünkü 2020 yılı çok problemli bir yıl oldu. Özellikle covid-19, öncesinde yaşanan ekonomik problemler ve sonrasında yaşanan doğal afetler bu çalışmalarımızı ötelememize neden oldu. Önümüzdeki süreçte bu projeleri inşallah gerçekleştireceğiz. 

Sizin de belirttiğiniz üzere zor bir dönem olan pandemi sürecinden geçmekteyiz. Pandemi sürecinden belediye çalışanlarının en az şekilde etkilenmesi amacıyla bir önlem veya çalışma programı hazırlandı mı?
Bizim bu konuda bir kere sahada çalışan ekibimiz maske mesafe ve temizlik kuralına yüzde yüz riayet ettiler. Bu konuda talimatlarımız da bu şekilde gerçekleşti. Arkadaşlarımız çok ciddi anlamda önlemler aldılar. Zaten belediye çalışanları içerisinde pozitif vaka sayısı yok denecek kadar azdır. Temaslı olan arkadaşlarımız vardı. Onlar da karantina süreçlerini tamamladılar. Biz belediye olarak da pandemi sürecinin başlangıcından beri bu duruma çok dikkat ettik. En önemli dikkat etmemiz gereken husus belirttiğim üzere maske mesafe ve temizlikti. Bunlar başta olmak üzere bulaşın engellenmesi için birçok çalışma yaptık.
 
Halkın bu konuda daha bilinçli hale gelmesi adına ne gibi projeleriniz oldu?
Bu bizim en zorlandığımız konu oldu. Özellikle pandeminin ilk başlarında insanlar bu konudaki hassasiyetin farkında değillerdi. Ama sosyal medyayı biz bu konuda çok kullandık. Özellikle evde kal süreçlerinde insanların canlarının sıkılmaması için sosyal medyadan ödüllü etkinlikler ve faaliyetler düzenledik. Bunlar da çok ciddi anlamda ilgi gördü. İlk yaptığımız çalışma buydu. Dolayısıyla biz internet ortamını çok iyi kullandık. İkincisi toplu mesajlar, bilbordlar, afişler bu anlamda bizim kullanmış olduğumuz diğer argümanlardı. İnsanları kalabalık ortamlardan kaçınmaları için bizzat şahsım zabıta arkadaşlarımla birlikte uyardım. Sonrasında insanlar bu durumun ciddiyetinin çok ciddi şekilde farkına vardı. Ben bu konuda vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bizi çok ciddi anlamda sıkıntıya sokmadılar. Bütün tedbirlere uyma konusunda gerekli hassasiyeti gösterdiler.
 
Belediye Bakanlığı’na geldiğiniz 2014 yılından itibaren tamamlanan ve halka tam anlamıyla sunulan projeleriniz hangileri?
Çok projemiz var. Birincisi kentsel dönüşümün birinci etabını tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim ettik. İkincisi, termal merkezimizdeki rehabilitasyon çalışmalarımızı tamamladık. Konforlu bir şekilde vatandaşlarımız buradan yararlanıyor. Üçüncüsü, bahsettiğim sosyal donatıları neredeyse tüm mahallelerimizde tamamladık ve vatandaşlarımızın kullanımına sunduk. Park, bahçe, çocuk oyun grubu ve yeşil alanlarla ilgili çalışmalarımızın birçoğunu tamamladık. Birçok köyümüzdeki yol ve kilitli parke taşı çalışmalarımızı tamamladık. Belki bir takım eksiklikler vardır. Onları da süreç içerisinde tamamlayıp vatandaşların kullanımına sunacağız. 

Bilindiği üzere, Aziziye merkeze çok uzak olan köylerimiz var. Bu köylere yapılan yardımlar ve köylerdeki çalışmalar hangi düzeyde ve köy muhtarlarının bu konuyla ilgili sizden bir talepleri veya şikayetleri var mı?
Bizim coğrafyamız çok geniş. Şu an bulunduğumuz noktaya 120 kilometre uzaklıkta olan köylerimiz var. Ama bu bize bir bahane olmamalı. Biz 69 köyün 69 una da hizmet götürebiliyoruz ve nüfusa göre bütçeler belli olduğu için bütçemiz Yakutiye ve Palandöken’in neredeyse dörtte biri kadar. Bu anlamda en büyük destekçimiz Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’dir. Onun desteği olmasa biz bu çalışmaları yapamayız. Ama şunu da net bir şekilde söyleyebilirim; gidip de üst yapısına başlayamadığımız köylerimiz var. Corona işlerimize çok ciddi anlamda sekte vurdu. Köylerdeki çalışmaları hangi noktaya getirirseniz getirin, insanların talepleri bitmez. İnsanların taleplerinin bittiği yerde belediyecilik hizmeti biter ki bu mümkün değil. Ama biz, en acil ihtiyaç neyse onu oradaki muhtarla birlikte belirleyip vatandaşa o hizmeti sunduk.
 
Ilıca merkez çarşıda gerçekleştirilen bir kentsel dönüşüm çalışması var. Bu kentsel dönüşüm nedeniyle esnaf yerinden taşınmak durumunda kaldı. Bundan dolayı esnaf tarafından sizlere bir şikayet geldi mi?
Bir belediyenin en zor çalışması kentsel dönüşüm çalışmasıdır. Çünkü kentsel dönüşümde insanları yaşadıkları yerden çıkarıyorsunuz ve başka bir yere yerleştiriyorsunuz. Yaşadıkları yerdeki konfor seviyesini isterseniz kat kat artırın, yine insanlar o burukluğu yaşıyor. Biz bu kentsel dönüşüm çalışmasına başlarken ticarethanelerin yapım sürecinde çok büyük eleştirilere maruz kaldık. Ben hep oradaki esnafımıza biraz sabredin şu an şantiye seviyesindeyiz, bu çalışmalar bitsin göreceksiniz çok daha güzel mekanlara taşınacaksınız dedim. O dönem bizim bu çalışmamıza çok ciddi anlamda muhalefet olan kesim vardı. Şu an 114 tane iş yeri verdik. Ve esnafın büyük bir kısmı şu an bu durumdan memnun. Çünkü biz o dönüşümü çok ciddi bir ekonomik avantajla sağladık. Esnaf minimum düzeyde borçlandı. Yeni çarşımızın hemen hemen yüzde doksan beşi doludur. Şu anda bir pandemi süreci geçiriyoruz ve esnafımız ciddi anlamda zarar gördü. Bu durumu tabiki bu değerlendirmenin dışında tutmak lazım. Ama biz bu süreçte de esnafımıza hem maddi hem manevi olarak destek olduk. Yaptığımız bu çalışmadan şu an memnun olmayan birileri illaki vardır. Fakat memnuniyet oranı daha fazladır. 

Bölgemizin önemli termal turizm merkezi olan Ilıca Kaplıcaları’nın şehrimize veya ilçemize gelen turist miktarına olan etkisini nasıl değerlendirirsiniz?
Ilıca, geçmiş yıllardan bugüne kadar sürekli popülaritesi olan bir yer. Herkes Ilıca’yı bilir. Fakat buradaki en büyük sıkıntı tesisleşme sıkıntısı. Biz bu sıkıntıyı büyük oranda giderdik. Ama yeterli değil. Özel sektörün bu işe el atması lazım. Şu anda Ilıca’ya çok büyük bir Aqua Park kazandırıyoruz. Termale gelen insanlar Aqua Park keyfinden faydalanabilecekler. Dolayısıyla baktığınızda Ilıca’nın potansiyeli esasında tam olarak kullanılamamış. Bizim amacımız bu potansiyeli kullanımı artırmak. Bunun en büyük yolu ise tesisleşmeden geçer. Tesis sayımızı artırdık. İnşallah tesislerimize yeni bir tesis katıyoruz. Orada konaklama ve bungalov evler olacak. Bu da bizlere katma değer sağlayacak. Biz şu anki tesislerimize özellikle ramazandan sonra yaz aylarında sadece günübirlik müşteri sayımız bin beş yüz civarında. Ilıcaya gelen o insanlar illa ki oranın ekonomisine çok ciddi anlamda katma değer kazandırıyorlar. Bunun haricinde de bizim otelimizin bu aylardaki doluluk oranı yüzde yüzdür. Konaklayan kişilerin ekonomiye katkısı daha fazla. Bu şekilde değerlendirdiğimizde temalin ekonomiye çok ciddi katkısının olduğunu görüyoruz. Pandemi süreci bu durumu etkiledi ama yine eski haline dönecektir. 

Son olarak Aziziye halkına neler söylemek istersiniz? Onlardan bir ricanız var mı?
Ben vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Kurmuş olduğumuz bu gönül birlikteliği sayesinde Aziziye’de çok güzel işler çıkıyor. Aziziye çok büyük dezavantajları olan bir ilçe. Fakat bu hizmetlerin bu derece yapılmasındaki en büyük neden biz bu işlere gönlümüzü kattık. Yoksa bu yapılan işlere ne ekonomik güç, ne insan gücü yeter ne de makine gücü yeter. Biz bu işlere gerçekten sevgimizi ve gönlümüzü kattık. Ekibimizle birlikte hareket ettik ve birlikten kuvvet doğar ilkesini Aziziye’de yaşatmaya devam ediyoruz. Ben bütün paydaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Başta sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere   Erzurum Büyükşehir Belediyemize, milletvekillerimize, bakanlarımıza, hükümetimiz ve kabinemize desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim. Aziziye’de yapılacak daha çok iş var. Bu işler bitmez. Ömür biter belediyecilik hizmeti bitmez. Halkımıza layık olmak için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Selam ve saygılarımı sunuyorum. 
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum