Vahdet Nafiz AKSU

Vahdet Nafiz AKSU


Anlı şanlı Erzurum doktorları

21 Aralık 2025 - 23:20

Allah dert verip derman aratmasın!" duasına; sık sık dudaklarımızdan dökülen "Allah doktora muhtaç etmesin, doktorsuz da bırakmasın" temennisine kim canıgönülden "Amin" demez!

​Hastalık ve sağlık bizim için... Ne kadar kaçınmaya çalışsak, koruyucu önlemleri almaya çabalasak da günü saati geldiğinde yolumuz bir hekime, bir hastaneye düşüveriyor. Allah eksikliklerini vermesin; Cenabıhak şifayı onların eliyle bahşediyor, onları iyileşmemize vesile kılıyor.

​Geçen gün gazetelerde "Diz ağrısıyla gittiği hastanede lösemi olduğunu öğrendi, hayata kök hücreyle tutundu" haberini okuyunca, "Çok şükür Erzurum'da dünya çapında başarılara imza atan ehil cerrahlar, her gün yüzlerce hastaya şifa kapısını aralayan mahir doktorlarımız var" diye Allah'a şükrettim.

​Haberde adı geçen Fatih Yaylalı, benim teyzemin oğlu. Dürüstlüğü, güzel ahlakı ve üstün meziyetleriyle ailemizin çok kıymet verdiği genç bir kardeşimiz. Bu çok zor ve üzücü durumu inanmış, iman etmiş bir kişi olarak tevekkülle karşılayan Fatih’imiz; "Biz tüm tedbirleri en güzel şekilde alalım, takdiri Mevla’mıza bırakalım" diye kendini Erzurum doktorlarına emanet etti.

​Tüm aile tedavi için seferber oldu. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesinin tanı ve tedavideki üstün başarılarından haberdardık. Başına gelmeyen bilmez; Hematoloji bölümü hocalarının Türkiye çapındaki haklı şöhretlerine ve Erişkin Kemik İliği Nakli Merkezi'nin harika operasyonlarına, hastamızın tedavi sürecinde yakinen şahit olduk ve gurur duyduk.

​Burada; bilimsel araştırmanın ve bilgi toplumunun imkanlarından azami şekilde yararlanarak dünyadaki tüm gelişmeleri anında bölümüne aktaran çok değerli bir hemşehrimizden, mahir bir bilim insanı, mümtaz bir şahsiyet olan Hematolog Prof. Dr. Fuat Erdem’den özellikle söz etmek isterim. Kendisiyle şahsen tanışmıyorum ancak namını çok işittim. Hasta ziyareti vesilesiyle bölümündeki temizlik, titizlik, disiplin, nizam ve intizama şahit oldum. "İşte varlığı ile övündüğümüz üniversitemizin hastanelerine yakışan manzara budur, maşallah" diye içimden geçirdim. Hastamızı bir hekim ciddiyeti ve baba şefkatiyle sahiplendi, tüm hastaları gibi ona da uzun tedavi süreci müddetince hastaneyi sıcak bir aile yuvasına dönüştürdü.

​Hematolojideki tedavi sürecinden sonra, doktor, hoca ve tüm sağlık ekibinin canla başla gayretleriyle önemli bir şifa yurdu haline getirilen "Erişkin Kemik İliği Nakli Merkezi"ne yönlendirildi hastamız. Buradaki süreci, Merkez Sorumlusu Doç. Dr. Gülden Sincan AA’ya (Anadolu Ajansı) verdiği demeçte özetledi. Hocamız ve ekibi tarafından Hepatit B gelişimini engelleyecek özel bir tablet tedavisi uygulanan hastamız, kız kardeşinden yapılan başarılı kök hücre nakliyle kanserden kurtuldu. İki cümleyle özetlemek kolay ancak uygulanan işlem son derece zor ve beceri isteyen bir operasyon. Her doktorun veya ekibin üstesinden gelebileceği işler değil bunlar. Bu ve benzeri büyük başarılara imza atan sayın hocalarımız her türlü takdir ve tebriki hak ediyor. Allah razı olsun, başarılarını daim eylesin.

​ALKIŞ YETMEZ; TOPLUMSAL VE KURUMSAL TAKDİR LAZIM
​Yeniliklere imza atmak, işini iyi yapmak, hasta ve yakınlarının duasını almak bir hekim için en büyük ödüldür. Başımız dara düştüğünde kapılarına yöneldiğimiz hekimlerimizin büyük çoğunluğu, gerektiğinde imdadımıza Hızır gibi yetişiyor; derdimize derman olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

​Ahali olarak alkışı ve duayı hekimlerimizden, özellikle de hekim yetiştiren hocalarımızdan esirgemiyoruz, esirgememeliyiz. İbn-i Sina'ya atfedilen "Bilim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç eder" sözünün işaret ettiği sosyolojik gerçekliği, özellikle yerel yöneticilerimizin göz ardı etmemesi gerektiğini bir kere daha hatırlatmak isterim.

​Her iki üniversitemizde yetişen kıymetli hocalarımızın; Sayın Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımızın sürekli "hatır ve hürmet radarında" olmasını arzu ederiz. Alanında temayüz etmiş, kürsüleri bilimsel ve operasyonel başarılarla ülke çapında dikkat çeken duayen bilim insanlarımızı belli aralıklarla ziyaret ederek onurlandırmak, onları kahvaltı veya yemek davetlerinde ağırlayarak sohbetlerinden istifade etmek, hatta resmi törenlerde protokole dahil etmek gibi "vefa icraatleri" göstermeliyiz.

​Eğer toplum ve yönetim olarak bilim, kültür ve sanat insanlarımıza sahip çıkmazsak, "Anlı şanlı Erzurum doktorlarını" sevgi halesiyle kuşatmazsak, yetişmiş beyinleri başka coğrafyalara kaptırmanın önüne geçemeyiz. Bilge kişinin de söylediği gibi: "Güzeli sokağa atmak ona ceza değildir; çünkü ona tüm kapılar açıktır!"

Vatandaş olarak bize düşen çok önemli bir görevin altını çizerek yazımızı bitirelim: Bu güzel operasyonların ve nakillerin yapılabilmesi için organ ve ilik bağışı konusunda seferber olmalıyız. Temin edilecek bir organla hayata tutunacak nice canın gözü yolda; bağışlanmış organların kendilerine ulaşmasını bekliyorlar. Böyle insani bir görevi icra etmenin manevi hazzını yaşamak ve Allah rızasını kazanmak için; organ ve ilik bağışında yarışan vicdanlı insanlardan olalım.

Hemen kalemi kağıdı alalım, not edelim. Yarın ilk işimiz arayıp kaydolmak olsun:

Kızılay bünyesinde, 2014 yılı itibariyle aktif olarak faaliyete başlayan TÜRKKÖK , Kök Hücre Bağışçı/ GÖnüllülerinden oluşturduğu veri bankası ile ihtiyaç halinde Lösemi hastalarına kemik iliği temin etmektedir .

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum