“Yürümek, zihnimiz için en değerli nimet, bedenimiz için en kaliteli eylem. Kendimizle sohbet etmenin en kestirme yolu. Yürümek, sağlıklı yaşamın ilk koşulu. Zihni berraklaştırır, duyuları biler, hırsı törpüler.
Yürüyüşün en güzeli kırlarda ve dağlarda yapılanı. Uzun bir sahilde dalgaların sesiyle yürümenin zevki bir başka. Ormanda yaprakların üstüne basa basa yürümek de büyük keyif. Herkes sahile, dağa, ormana gidecek değil ya. Büyük kentlerde yaşayanlar ne yapsın? Yürüme eyleminden mahrum mu kalsın? Kaldırımları hatırlatanlara, dışarıya çıkıp etraflarına bakmalarını öneririm.”
diyor, kıymetli müdürüm, meslektaşım, Ahmet Tek Ağabeyim Ankara için yazdığı yazının girizgâhında...
Sadece Ankara mı?
Türkiye’de pek çok şehir ve yerleşim birimleri bu durumda...
Ya Erzurum?
Hafta başı büyük kentimizin cadde ve sokaklarını arşınlarken her günkü manzaraları görüntülemeye çalıştım.
Sevgili meslektaşım Nihat Kılıçoğulları’nın, birbirinden güzel enstantanelerle şehrin minarelerini, silüetini kadrajımıza düşürmesek de, kaldırımlarda flanör (aylak kent gezgini) oldum bir süreliğine.
Terminal caddesinden, Cumhuriyet caddesine; Erzincankapı’dan Mumcu, Kongre caddesi, Gürcükapı, Kavaflar, Kasımpaşa, Eski Bat Pazarı’na... Gül Ahmet, Mahallebaşı’nı saymıyorum bile...








-Parsel Parsel Eylediler-
Terminal caddesinde, birkaç yıl önce bir cafe işletmecisinin önüne çıkıntı yaparak sonra da işletmesine modern şekilde dahil ettiği yer, yandakine, üstekine, alttakine velhasıl caddenin karşısına boydan boya örnek oldu.


Hukuken emsal mi? Kesinlikle hayır, bilakis göz yumulan suç...
Şehrin diğer cadde ve merkezi sokaklarında açılan seyyar tezgahlar, adeta portatif işyerlerine dönüşmüş.
Zabıta ara sıra bu işgallere müdahale ediyor, ancak değenekli, bıçaklı saldırılara da maruz kalabiliyor.
Kaldırımı geç, kaldırım kenarları zaten park halinde araçlarla dolu, göze çarpan boşluklar da dubalarla sahiplenilmiş.
Bu anlamda bir diğer konu; Bazı cadde üzerlerinde sökülen, yenileme çalışmaları sürdürülen bina inşaatları. Gerekli tedbirler alınıyor ancak öyle kritik yerler var ki inşaat işgal süreleri sınırsız gibi yıllardır sürüyor. Buna belediyelerin inşaatleri de dahil.
Öte yandan, Erzurum’da yine yıllardır çözülemeyen bir çatı sistemi sorunu mevcut. Şehirde kış aylarında çatılardaki kar birikintileri ve buz sarkıtları kaldırımlar için ayrı bir tehdit ve tehlike.
Erzurum kentleşiyor mu?
Bizim ömrümüz yetmez de görmeye; Kaldırım işgali ile ilgili mutlaka kanuna ihtiyaç var. Kaldırım işgalini yasaklayan ve bu yasağın ihlali halinde cezayı gerektiren hükümler de olmalı.
Necip Fazıl'ın dizelerinden; karanlıkta yürümesek de...


FACEBOOK YORUMLAR