2. Organize Sanayi Bölgesi yeni alanda (3.Etap) yapılan kazılarda beliren, toprağa gömülü top mermileriyle ilgili farklı bir yorum.
3 Temmuz 2025 tarihinde ortaya çıkan mühimmat konusu o tarihten beri yazılıp çiziliyor.
Askeri alanda zuhur eden top mermileri OBS 3. Etap’ın oluşumunu ciddi engelleyip, ötelerken bir çıkar yol bulunmaya çalışılıyor.
***
Vali Mustafa Çiftçi’nin aylık asayiş toplantı öncesi sohbetimiz esnasında konu bir kez daha gündeme geldi.
Vali Bey, “Malumunuz, askeri bando için yeni bir yer hazırlıyoruz. Askeri alandaki bu yerin tadilatı tamamlandı. Hemen arkasında küçük bir depo vardı. Gereksiz ve çirkin duruyordu. Yıkmak istedik. Olmaz denildi. Kayıtlı. MSB’den izin alınması lazım.”
İl Jandarma Komutanı’nın teyitli baş sallamasına ilaveten, doğal olarak “Elbette. Her türlü taşınır, taşınmaz, emtia, silahtan mühimmata, iğneden ipliğe her şey kayıt altındadır ve kimliği vardır” meyanda yorumlar...
Vali Bey, 31 Ekim’de yapılan resmî açıklamayı tekraren “Gerçekleştirilen kontrollü keşif çalışmaları sonucunda; lokal/sınırlı bir bölgede 1600 adet çeşitli çap ve ebatlarda top mermisi tespit edilmiş ve toprak altından çıkarılmıştır. İmha uzmanlarının incelemeleri neticesinde; Amerikan yapımı ve 1933-1938 yılları arasında üretildiği tespit edilen mermilerin başka bir alana taşınmalarının riskli olacağı değerlendirilmiş ve bulundukları yerden yaklaşık 1 km uzaklıktaki güvenli askeri bölge içerisinde kontrollü bir şekilde patlatılmaları uygun görülmüştür."
Ancak bu çalışmalarda da bombaların patlama seslerinin çevreyi ciddi şekilde rahatsız ettiği ve şarapnel parçalarının risk oluşturduğunu aktaran Vali Çiftçi, Van’dan zırhlı iş makinası talep ettiklerini, üçüncü öbekteki bombaların da bu şekilde temizlenip imha edileceğini kaydetti.
Umarız alanda başka mühimmatlar çıkmaz, Yeni Organize Sanayi Bölgesi de önceki çürük zeminli gibi bu kez cephaneli zemin’le anılmaz.
***
Farklı bir bakışla asıl konu şu;
Bombalar Amerikan yapımı ve 1933-1938’lerde üretildiği tespit edilmiş.
Herhangi bir envanter kaydı şimdilik açıklanmadı ya da yok.
Vali Bey’in toplantıda dikkatimi çeken bir detay; “Bombaların bazı yerleri ezik, kırık, çizik..” ifadesi beni Truman Doktrini (Marshall Yardımı) na götürdü.
Demek ki bu da, Marshall Yardımı’nın bir kazığı olarak yıllar sonra Erzurum’dan yansıması.
***
Emekli Muhabere Tuğgeneral Halil İbrahim Büyükbaş’ın, “1945’te Süt Tozu ile Gelen Sessiz İşgal!” yazısında, altını çizdiği; “Neler Çıkmadı ki bu süt tozu kutusundan, adeta pandoranın kutusu açılmıştı.
-Marshall Yardımı adıyla verilen ne olduğu belirsiz peynir ve süt tozu yardımları,
-Hurda askeri silah ve teçhizat,
-Barış Gönüllüleri adı altında CIA ajanları,
-Köy enstitülerinin ve fabrikaların kapatılması, sanayiinin kapılarına kilit vurulması,
-FULBRIGHT ile Milli Eğitim yerine sömürge zihniyeti ve teslimiyet eğitimi,
-Amerikan Emperyalizminin kurumlarıyla ülkeye yerleşmesi, teslim alması,
-Türkiye’nin soğuk savaş arenası haline getirilmesi,
-Kore'ye ABD askeri yerine, ölmesi için Türk Askerinin gönderilmesi,
-Cemaatlere tarikatlara Haşhaşinlerin ve Lavrens'lerin yerleştirilmesi,
-İç Çatışmalar, Sağ-Sol Kavgası,
O yıllarda ülkeyi yöneten siyasiler ise; İngiliz Kraliyet Gemisi’nden inip, Amerikan Kayığına binmeye çok meraklılardı. Dostluk pulları basılıyor, övgüler diziyorlar, adeta gelin gelin işgal edin ruh halindeydiler…”
Araştırma yazısından bir paragraf daha;
“1961’de köylere inen Amerikalılar vardı. Adlarına “Barış Gönüllüsü” dendi. Köylere kitap götürdüler, çocuklarla oynadılar, halkla kaynaştılar. Ama geceleri köyün en yüksek tepesinden telsizle birilerini arıyorlardı. Her konuşmaları not alınıyor, her sohbet bir rapora dönüşüyordu.
Ve Anadolu, bu sessiz işgalin farkında bile değildi.
Çünkü bu toprakların bir özelliği vardır:
Misafiri sever, ona hürmet eder.
Ama bu misafir, artık ev sahibini yönetmeye başlamıştı.”
Tıpkı bugün Ortadoğu’da Afrika’dan yaşananlar gibi... Yakın zamanda başımızdan bertaraf ettiğimiz bela gibi...
Emekli Büyükbaş Paşa, konuyla ilgili çok detaylı bir çalışma yapmış ve uzun bir yazı kaleme almış.
“Barış Gönüllüleri adı altında CIA ajanları” ara başlığının altını çizdiğim yazının sonunu merhum Recai Kutan’ın sözleriyle bitiriyor:
Marshall Yardımı’na ironik bir yaklaşımla kaleme aldığım 2 Ağustos 2017’de kaleme aldığım “ZEYTİNYAĞLI YİYELİM EFENDİ” yazımızla...


FACEBOOK YORUMLAR