Aslında çevre-şehircilik-belediyeler adına sıradan bir haber konusu.
Defalarca yazdık, görüntüledik, dikkat çekmeye çalıştık ama kim dinliyor ki?
Yoksa “işlerine öyle mi geliyor?” dedirtmiyor değil insana...
Şehirdeki asfalt yolların kirlenmesi, yamalanması, özellikle bazı kesimlerin sürekli yenilenmesi...
Bu kirliliğe sebep ‘at arabalarına zabıtanın torba taktırdığı’ yılları geride bıraktık.
Şimdi, karayollarında tedbirsiz taşımacılık yapan kamyon, kamyonetlerden dökülen malzemenin yollara verdiği zarar, ağır tonajlı araçlar ve özellikle mikserlerden dökülen beton malzeme söz konusu...
Erzurum’da farklı yerlerde gün geçmiyor ki, bir bulvarda, rampa güzergahında, kırmızı ışık noktalarında beton döküntülerine rastlanmasın...
Ağır tonajlı mikser, kırmızı ışıkta duruyor, hele de aracın arkasında tedbirini almamış bıçkın sürücü ani kalkışla hareket ediyorsa, birkaç el arabası betonu arkasında dökerek devam ediyor.
Aslında bu araçların arkasına, iş makinelerinde olduğu gibi “25 metreden fazla yaklaşma!” uyarı yazısı da gerekiyor ama konuyu dağıtmayalım.
Sonrası, eğer bir ihbar var ise, ilgili belediyenin temizlik elemanları duruma müdahale ediyor.
Dakikalar içerisinde beton kurumamışsa, kaza riskleriyle birlikte geçici çevre kirliliği ve işgücü külfeti...
Beton kurumuşsa;
Tümsekleşen bu beton birikintileri, trafik güvenliğini tehdit ediyor, yaya ya da araçlara taş fırlatma risklerini oluşturuyor, camlara, araç lastiklerine zarar veriyor.
Bütün bunlarla birlikte, bir avuç çakıl taşının ne kadar asfalta zarar verdiğini Karayolları mühendisleri, Belediyelerin ilgili uzmanları pekâlâ iyi bilirler.
Bu yılın başındaki resmi birim fiyatıyla, 7 metre genişliğinde bir kilometre sadece asfalt maliyetinin 15 milyon lira olduğunu anımsatırsak, fazla söze gerek yok...
Siz Paşalar, Hastaneler, Aliravi, İstasyon caddelerinde, Farabi bulvarında (protokol yolu), Yenişehir, Yıldızkent yokuşlarında sürekli asfalt yenilersiniz.
Ya da yamaya devam...
Onlar döksün, siz yenileyin, yamayın; biz ödeyelim...
FACEBOOK YORUMLAR