Vedat Refayeli

Vedat Refayeli

FIRFIRİK

Naçizane görüşümdür

15 Aralık 2020 - 21:20

Hüseyin Üneş’in adı ilk başkanlık için geçtiğinde, ‘’Hoppala! Bu ne şimdi?’’ demiştim. Hele de İstanbul’da yaşayan birisinin, bayağı da bu alemde tecrübesiz birisinin başkanlık görevine getirilmesini ‘absürt’ bulmuştum. Ama bu yeni bir şey değildi. Şaşmamam lazımdı. Belediyeye ait bir kulüp olduğu için de bu kabullenilesi bir şey olmalıydı, ben de öyle yaptım, modaya uydum, itaat ettim, rahat ettim! Zaman içerisinde kendisini tanıdım ve sevdim. Özellikle temsil yeteneğini çok beğendim, kucaklayıcıydı, sempatikti, dili sevgi diliydi.  Menfaat beklemeksizin izlediği yolu beğendim, doğruları kadar yanlışlarıyla da hep ‘’iyi adam’’ dedim. Gelinen son noktada düşüncem odur ki halen daha seviyorum ve bu yaşanılanlar için, bu kadar yıpranmaya maruz kaldığı için onun adına bayağı bir üzülüyorum.

***

Bir şey daha var ki Hüseyin Üneş’i onun yanındakiler kadar elbette tanıyamam. Kendisi ‘ dediğim dedik, çaldığım düdük’ diyen biriymiş! Dikine dikine gider imiş. Bildiğini okurmuş, istişareden uzakmış.  Kendisine bir kere kızdım o da ikinci defa Mehmet Özdilek ile anlaşmasına. Bir önceki sezon süper ligden düşüşte rolü olan bir hocayı yine getirdi ve sonrasında da yine göndermek zorunda kaldı. Ne yalan söyleyeyim, Şifo Mehmet ile ben Erzurumspor’un uzun ömürlü olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Ve ne yalan söyleyeyim, bu takımı süper lige ikinci defa da çıkartanın o olduğuna inanmıyorum. Bir çokları gibi şansımıza geldiğimizi düşünüyorum. Altay’ın, Adanademirspor’un, hatta Bursa’yı evinde yenen Eskişehirspor’un sayesinde Erzurum’un süper lige çıktığını düşünüyorum, bu benim son kararımdır!

***

Hüseyin Üneş’in en büyük eksikliğinin onursal başkan Mehmet Sekmen ile oturup bir kongre kararı almaması, yönetimini güçlendirmemesiydi diye düşünüyorum. Keşke bir kongre kararı aldırsaydı sezon başında. Yanına çok daha birkaç isim alaydı, daha da güçlü ve yenilenmiş bir şekilde yeni sezona başlayaydı. Hele de transfer konusunda daha dikkatli bir tutum sergileseydi. Bir defa Sehiç’in gitmesine engel olmalıydı. Malatya’nın yol verdiklerine gösterdiği ilgiyi biraz da bu konuda daha deneyimli doğru menejerlere gösterseydi, onların sözü ile hareket etmeliydi. Ne yalan söyleyeyim, sezon başından beri oluşturulan takımı ben çok tutmamıştım. Bir iki oyuncu hariç çoğunun da bu ligin altında oyuncular olduğunu düşündüm ve çok yanılmadığımı da, hoş Hasankaleli de o kadar da değil, görüyorum!



Kabul edin, etmeyin. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e gelinen noktada suçlamada bulunmanın insafsızlık olduğunu da düşünenlerdenim. Kaldı ki onun destekleri sayesinde bu şehir yeniden süper lig mutluluğu yaşadı. Dünü ne çabuk unuttuk. Gelinen noktada kusuru varsa o kadar da tölere hatırı vardır. Olmalıdır. Elbette ki en koyu taraftardan daha çok bu duruma kahrediyordur Sekmen.  İstediği herhalde bu değildi. Son haftalarda üst üste alınan mağlubiyetler ile elbette Erzurum ligin dibine demir atmış durumda. Ama bu hep orada demirleyecek anlamını da taşımaz. Ocak ayındaki transfer döneminde mutlaka bir şeyler yapacaktır. Ve sanıyorum, geçici olduğu belirtilen yeni başkan Ömer Düzgün’den sonra yeni bir isim ile ikinci yarıya başlamanın planlarını da yapıyordur. Buradan da Ömer Düzgün’ün o zamana kadar başarısız olacağı anlamını kimse çıkartmasın ama Sekmen’in bir B planı olacağını da tahmin ediyorum.

***

Hüseyin Çimşir ile el sıkışılmasına bugün için kızanlar vardır. Ama o kızanların genelde el sıkışıldığı gün pek öyle kötü düşünmediklerine de eminim. O gün için ‘Bu nereden çıktı’’ diye sosyal medyadan görüşümü paylaşsaydım, inanıyorum ki ne vatan hainliğim ne de Erzurum düşmanlığım kalırdı. Çimşir ismi de öyle çok reddedilmeye müsait bir isim değildi. Bir-iki gündür yapılan taraftar yorumlarına bakıyorum, çok üzücü, çok. Bu kadar Erzurumspor’un dert ediniliyor olması belki güzel bir şey ama bu kadarı da fazla diye düşünüyorum.  Biraz topa basıp, top çevirmek lazım. Dün nasıl süper lig kabul edilseydi, bugün de aynı kabul son durum için yapılmalıdır. Kaldı ki daha ligin 4’te biri tamamlandı. 4’te 3’lük bir bölüm daha var ve söylenecek son sözleri bence o zamana bırakalım diyorum. Daha önceleri de bir yazımda hatırlatmıştım. Bir İtalyan atasözü der ki, şişman kadın sahneye çıkmadan opera bitmez! Hele hele Erzurumspor’un adı bu kulübün içinden çıkarılsın görüşünü, düşüncesini hiç ama hiç şık bulmadım. Süper lige çıktığında tamam, bugün olmaz, hiç de doğru bir şey değil! Ona iyi gün dostluğu derler!

****

Dün öğlen saatleriydi. BB Erzurumspor Basın Sözcüsü Ahmet Dal’dan telefonuma bir mesaj geldi. Hüseyin Üneş’in akşam 19.00’da kulüp tesislerinde basın toplantısı yapacağı ifade edilen bir mesajdı bu. Açıkçası, uzun zamandır gitmiyordum kulüpteki toplantılara. Hafta içinde Ahmet Dal’a, budan sonraki toplantılara katılacağımı söylemiştim. Ama Ahmet Dal’ın bu watsap mesajının sonundaki ‘toplantı yemeklidir’’ notu ile bu kararımdan vazgeçtim. Çok hoyratça geldi bu not bana. Gideceğim varsa da bu not yüzünden gitmiyorum dedim, gitmedim de zaten!

***

Birazdan köşe ne oldu, daha yazın gelmedi. Sayfalar seni bekliyor diye İrfan arar. Bu dar zamanda söyleyeceklerim bu kadar, bir kusurum olduysa affola!

 Yarım asırlık çınar!

50 yıl. Bir başka ifade ile yarım asır. Evet, Avukat Erol Gür, mesleğinde 50’nci yılı geride bırakan tecrübeli hukukçularımızdan biri. 1970 yılında başlayan avukatlık mesleğinde tam 50 koca yılı geride bırakan Erol Gür, şu anda Erzurum’da yaşayan en eski avukatlardan biri. Bin maşallah. Allahım daha da sağlıklı uzun ömürler versin. Özellikle ceza davaları ile adından sıklıkla sözettirmeyi başaran ve hukuk dünyasında saygın bir yer edinmişliği olan Gür, bugün dahi ilk günkü heyecanını kaybetmemiş. Yine elinde çanta. Yine dava. Yine adliye. Yine mahkeme. Meslekte acı-tatlı yarım asrı geride bırakmış olan Gür, Barolar Birliği’nin de beratı ve şilti ile onurlandırılan ender avukatlardan biri oldu. Başkanlığını Metin Feyzioğlu’nun yaptığı Türkiye Barolar Birliği, Erol Gür’ü, ‘’avukatlık mesleğine verdiği tüm emekler ve hukukun üstünlüğü mücadelesine sunduğu katkılardan dolayı’’ 50’nci yıl beratı ile ödüllendirdi. Bu arada Gür’e, beratın yanısıra şilt ve rozet de verildi.





Kadın kaybolur, biz kadını aramaya gideriz!

Bir süre önce Büyükşehir Belediyesi İtfaiye merkezine gittiğimde itfaiyecilerin sadece yangına gitmediğini, farklı arama kurtarma çalışmaları ile de ilgilendiğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Daire Başkanı Alpaslan Gülakar, ihtiyaç halinde bir çok farklı hizmette de bulunduklarını söylemiş, teşkilatın halkın can ve mal sağlığı için gereken özveriyi gösterdiğini anlatmıştı. Geçtiğimiz günlerde bunun çarpıcı bir örneği yaşandı. Palandöken ilçesine bağlı Yıkılgan köyünde bir kadının kaybolduğu ihbarını alan jandarma, Erzurum İtfaiyesi’nden  yardım talep etti. Tedbir amaçlı sağlık ekibi ve ambülans ile birlikte hareket eden İtfaiye Arama Kurtarma Timi, çok kısa süre içerisinde 45 yaşındaki N.Y’yi sağ salim bir şekilde bulmayı başardı. İtfaiye timi, kadını ailesine teslim ederken, asli görevine konuşlandı. Genelde sadece yangın olduğunda yangına gider bildiğimiz İtfaiyeyi böylesine önemli bir hizmette de bulunduğu için çok alkış…

Pandemiye inat sanat!

 Erzurum Büyükşehir Belediyesi İbrahim Erkal Kültür ve Sanat Merkezi, baktı ki pandemi dönemi uzun sürecek, sosyal medya aracılığı ile yayın yapma kararı aldı. Hafta içi belirli saatlerde bir dizi proğram için karar alan Sanat Merkezi, bunun için modern bir stüdyo yaptırdı. Büyük emekler ile hazırlanan bu şık stüdyoda ilk yayınlar başlarken, facebook’dan da halka ulaşımı sağlandı. Sanat Merkezi, Her Telden Ezgiler, söyleşi-Yargısız insaf, Aşık Faslı ve Erzurum’un Renkleri proğramları ile ilk günden itibaren de büyük bir çoğunluk tarafından izlenir hale gelmeyi başardı. Bir büyük alkış da pandemiden dolayı boş durmak yerine sosyal medya aracılığı ile sanat yapmaya karar veren Ergün Engin müdür başta olmak üzere  Ziya Kibar’a, Emrah Çılgı’ya, Oktay Parlar’a ve Metin Kara’ya teşekkür, teşekkür, teşekkür…



TUTTUĞUM BABA SÖZLER :  Bir paranın nereden geldiğini bilmek istiyorsan, nereye gittiğine bak!  ( İmam-ı Azam)

DUVARIN DİLİ : 

Gerisini geride kalanlar düşünsün..

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum